







Martı Baba..........öykü
O tanınmaya değer bir adamdı deniz kıyısındaki barakada bir martı gibi hür yaşardı. oltalar yapardı martı tüyünden ve martılar için saklardı bir parçayı ekmeğinden Nankör hayvan derdi bunlar siz bilmezsiniz benim kadar gelmediler bugün bak başka enayi buldular söylenirdi kendince sonra da gülerdi şarabını ağzına dayar öylece kafasını göğe dikerdi ve çığlık çığlığa dönerdi martılar tüm tasası biterdi Yeni doğmuş bir martı gördüğünde ona ölmüş bir dostun ismini verirdi bu yüzden civardaki tüm martılar birer yitik dost gibiydi.. Sarhoş giderdim çoğu kez yanına illa ki uyandırırdım martı babayı martılardan gayrı konuşmazdık gecenin biteceğinden korkardık Bilirsiniz nasıl çabuk geçer zaman on beş gün uğramadımdı yanına, çığlık çığlığa ağlıyordu martılar bir asma kilit vardı kapısında sordum soruşturdum esnafa dönmüş hayırsız oğlu fransa’dan huzur evine yatırmış zorla On gün dayanabilmiş martı baba denizsiz, şarapsız ve martısızlığa son gün martı gibi çığlık atmaya başlamış o gece açık duran pencereden göğe bir martı misali kendini bırakmış. Tüm yitirdiği dostları gibi bende adını verdim yeni doğmuş bir martıya bu yüzdendir hala sahillerden kopamam ne zaman bir martı çığlığı duysam. gözüm kapıya yönelir öylece beklerim patlayan bir dalga gibi ağlamak isterim. O tanınmaya değer bir insandı hayatımın belki en güzel anısıydı deniz kenarındaki o barakada martılar misali özgür ve kirden uzak yaşardı barakasının yerinde şimdi pervasız bir taverna var ve hala oradalar yitik dostlar martılar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder